WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET


 
AnasayfaPorTaLGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 13
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 12:06 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 12
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 12:03 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 11
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:49 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 10
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:47 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 09
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:36 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 08
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:29 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 07
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:28 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 06
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:27 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 05
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeC.tesi Haz. 27 2009, 20:18 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 04
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimeC.tesi Haz. 27 2009, 20:15 tarafından yasakmc

Dost siteler
Kral Forumtr

 

 Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
RAPCASH
Admin
Admin
RAPCASH


Erkek
Mesaj Sayısı : 1139
Yaş : 32
Lakap : RApCash
Kayıt tarihi : 02/05/08

Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Empty
MesajKonu: Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2   Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2 Icon_minitimePtsi Haz. 09 2008, 12:01

Bilim İnsanının Nitelikleri Ve Yetişme Ortamı

Bilim, sistematik hale getirilmiş pozitif bilgi olarak tanımlanırsa (Sarton, 1997); bu etkinliğin başından sonuna kadar en önemli rol, sınıflamaya yapacak insana düşmektedir. Bilim insanı, bilmek, sınıflamak, biriktirmek ve yorumlamak işiyle uğraşan kişidir. Bir insan, nasıl bilim insanı olur. Herkes bilebilir, herkes sınıflayabilir, herkes biriktirebilir ama herkes yorumlayamaz. Bilim insanını bilim sürecinde stratejik bir noktaya taşıyan temel nokta, yorumlama sürecidir. Bilim insanının olgu ve olayları yorumlama yöntem ve süreci, onun nesnelliğinin de ölçüsüdür. Nesnellik ve yorumlama arasındaki doğrusal ilişki, bir bilim insanında aranması gereken temel nitelik olmalıdır.

Bilim insanı nasıl olunur? Bu bir paye midir? Öyle algılanmaktadır. 20. yüzyıldan itibaren bilim insanı olarak bilinmenin tek yolu; akademik kurumlarda çalışma ve akademik kurumların programlarından geçmekle eşdeğer tutulmuştur. Ama bu, her zaman doğru ve geçerli olarak düşünülmemelidir. Çünkü, bu kurumlardaki akademik payelerin altına sığınmış, bir çok dogmatik, bilim dışı düşünme niteliklerine sahip insan, bilimi ve bilimin özgür doğasını kirletmektedir. Örneğin, doktora tezi hazırlayan bir genç insan; içinde bulunduğu kurumsal çerçeve nedeniyle, her hangi bir alanda, olgular üzerindeki gözlemlerini, gözlemleri ile sınırlı kalarak yorumlamış ve yargılara varmış ise doktor yani bilim adamı payesi alır. Bu paye, o kişinin, bundan sonraki yaşamında da, bilmeye, merak etmeye, sınıflama ve objektiflik doğrultusunda verileri ile sınırlı kalarak, yorum yapmaya devam edeceği anlamına gelir mi? Gelmez. Öyle ise, bilim adamı (her zaman) doktora bitiren insan anlamına gelmez. Bilim bir sürekliliktir. Ve bu süreklilik gözlenebilir bir nitelikler bütünü olarak düşünülmelidir. Doktorasını bitirdikten sonra, ideolojik bir kurgunun aitliği ile önü açık tutulanlar, belirli bir sınıf ya da zümreye dayanarak, akademik payeleri birer birer alıp yükselenler, bilimsel hırsızlık ya da yabancı yayınların çevirisi yoluyla akademik rütbelerde hızla yükselip, akademik kurumların en üst düzey yöneticiliklerini elde etmek için her şeyi mübâh görenler, nasıl olur da bilim insanı olarak nitelenebilirler. Bilimin karşısındaki en büyük engelleyici, bilim kurumları içine şu veya bu şekilde sızmış olan bilim dışı düşünceler ve bu tip düşünceleri koruyup kollayan anlayışlardır.

Bilimci olmanın yolu bir doktora programına devam ederek, bir tez sunabilmektir. Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum? Doktora programlarını yürüten enstitülerin tez yönetmeliklerinin tamamına yakını biçimsel niteliklerle (punto, sayfa marjı, kaynakça gösterme şekli, çalışmanın başlıkları ve koyu mu italik mi olacağı…vb.) doludur. Bilimci olacak olan, 6-10 yıl süren yüksek lisan-doktora programının sonun da bir şeyi çok iyi öğrenmiş olur; bilimsel yayınlarda biçimsel düzen. Bazı bilimsel dergilerin! ön şartı şudur: “derginin istediği biçimsel özelliklere uygun olmayan çalışmalar değerlendirmeye alınmayacaktır”. Bu gerekçeyi, bilimselliğin bir gereği olarak, aynada kendi gözlerine bakıp, kendine açıklayabilen kaç insan vardır acaba? Düşünebiliyor musunuz, yeni bir kuram geliştiriyorsunuz, ama bir türlü biçimsel özellikleri tutturamadığınız için, çalışmanız reddediliyor. Bir öğretim üyesinin, hakemlik yaptığı çalışma için hakem raporuna yazdıkları ibret vericidir: “elde ettiğiniz bulgular ve bu bulgulara ilişkin olarak yaptığınız yorumlar, akademik titriniz göz önüne alındığında maksadını aşan niteliktedir”. Bu cümleden şunu anlıyorum, senin yaşın daha küçük, büyü de gel! Bazen, doçentlik jürilerinden “yaşın daha küçük”, “daha çok gençsin”, “acelen ne” gibi inanılmaz tepkilerle adayların döndürüldüğünü duyuyorum. Doğru mu bilmiyorum? Çünkü, bunları hep tek taraflı dinledim. O yüzden doğruluğundan kuşku duymak istiyorum.

Bilimsel eğitim, bilim insanlarıyla yapılabilecek olan bir etkinliktir. Bu etkinliğin bir ayağı bilim insanı, bir ayağı bilimsel süreç, bir ayağı da akademik özgürlüktür.

Bilimsel eğitimle elde edilen bilgi, gerçekten doğanın bilgisidir; ancak aynı zamanda, o, bir gelenekler (conventions) bütünüdür. Bu durum, prosedürel (yöntemsel) bilgi olduğu kadar, sözel bilgi için de doğrudur. Bilimsel kavramlar bir gelenekler sistemi oluştururlar. Üstelik, bu gelenekler, onları edinenlerin, hatta onları edinen, düşünebilen bireylerin, bilme ve kavrayışlarını belirlemezler. Neyin geleneksel olduğu hakkındaki anlayışımız, bilme ve kavrayışla ilgili komünal etkinliklerimizden türer; aksi şekilde değil. Gelenekler, olası yararları ve uzlaşmaları kapsayan süreçlerin ürünüdürler ve aynı türdeki daha ileri seviyede bilme-kavrama süreçleriyle devam ettirilerek geliştirilirler. Bu bilimsel araştırmayı kavramak için, doğal çevre hakkında olduğu kadar, bizzat kendimiz hakkında da, her açıdan derin bir merakı sürdürmemiz gerektiği anlamına gelir (Barnes, 1995).

Bilimsel araştırmayı bilim insanın niteliklerinden ayırarak ayrı ayrı fenomenler olarak ele almak, bilimi, değişime açık olmayan bir gelenekler sistemi haline getirmekten başka bir işe yaramayabilir. Öyle ise, bilim insanının yetişme kökenlerini betimleme etkinliği, bilimin de doğasına ve işleyişine ilişkin bir çaba olarak düşünülebilmelidir.

Bilim insanı, sağlıklı bir insan yetiştirme düzeneği ile birlikte bir anlam taşır. Bu düzenek, aileden başlayarak, okul, toplum, kültür, hukuk düzeni, akademik sistemle birlikte bir bütün olarak düşünülmelidir. Bilim insanı, sadece akademik ortamda yetiştirilen bir ürün ya da çıktı değildir.

Aile kavramını, insanın kendini değerli ve “bağımsız bir varlık” olarak algıladığı bir sevgi mekanı olarak tasarlıyorum. Biyolojik olarak aynı gen topluluğu içinde birbirine bağlanmış insanları kastetmiyorum. Eğer, bir insan sevgi ve şefkatle bakılıyorsa bir yetiştirme yurdu da, cezaevi de ailedir. Namus cinayeti altında, “aile meclisi” (meclis kelimesi kararların demokratik ve çoğunluk oylarına dayalı kararların alındığı bir zihinsel imaj uyandırıyor değil mi?) kararıyla kendi çocuklarını öldüren insanların oluşturduğu sosyal birliğe aile denemeyeceği kuşkusuzdur.

Ailede (süreç boyunca) bağımsız bir birey olarak kabullenilmiş, insan olarak değer ve sevgi görerek yetişen bir insan, bilim insanı olma niteliklerinin alt yapısı işlevini görecek donanıma sahip olacaktır. Çünkü, bilim insanı insanlığa karşı sorumluluk sahibidir. İnsanlığı sevmeyen bilgiyi sevemez, bilgiyi sevmeyen bilim insanı olamaz. Belirli bir takım yerel değerlere göre bilim ve bilimsel bilgi geliştirilip yorumlanamaz. Öyle ise, bilim insanı bir yönüyle hümanist olmalıdır (hümanizmi burada felsefi bir kavram olarak, evrensel insan sevgisi anlamında kullanıyorum). Bu, bir üst kimlik olarak anlaşılmalıdır. Bu tür bir bilim insanı, evrende anlamlı bir yer işgal etmesi gerektiğinin farkındadır. Ve bunun için gerekli donanım aileden başlayarak verilebilir. Doğduğu andan itibaren bağımsız ve değerli bir varlık olarak birey, kendisinde içselleştirdiği değerli olma niteliğini, yaşamın her alanına yayabilecek ve paylaşabilecektir. İnandığı ve içselleştirdiği değerleri bilimin süzgecinden geçirmeyi öğrenen insan, bilimi insanlığın yararına etkili bir araç olarak da kullanmayı öğrenecektir.

Okulda, bağımsız ve bütün duygu ve düşünceleri ile birlikte, değerli bir varlık olarak algılanan insan, gelecekte bilim insanı niteliğine sahip olabilir. Çünkü, bu okul, ona farklılıkların değerli olduğunu ve sevilmeye değer olduğunu öğretecektir. Farklılıkları zenginlik olarak öğretemeyen bir okul, bilim insanı yetiştirme noktasında yeterliliğe sahip olamaz. Farklılıkları tutum düzeyinde öğretemeyen okul, demokratik düşünceyi öğretemez. Demokratik düşünemeyen, bilim insanı olamaz. Farklılıkları sevmeyi öğretemeyen bir okul, özgür düşünen ve başkalarının özgürlüğüne saygılı bireyler yetiştiremez. Özgürlüğünü keşfedemeyen ve başkalarının özgürlüğünü savunamayan bir insan, bilim insanı niteliklerine sahip değildir. Özgürlüğünü keşfeden insan, aklını da keşfedecektir. Aklını keşfederek, insanlığın yarar ve mutluluğuna uygun olarak kullanan bir insan, bilim insanıdır.

Bilim insanı olabilecek adayları seçerken olabildiğince esnek olunmalı, mümkünse aileden itibaren, yetiştiği sosyal ve kültürel çevre de betimlenmelidir. Bunun için psikologların, lisans üstü eğitime başvuran adaylarla yapılacak mülâkatlar da yer alması bir zorunluluk olarak algılanabilmelidir. (bu raporların gizliliğinin korunmasının yasal bir güvenceye alınması koşuluyla). Ne yazık ki, günümüzde, bilim insanı adayını belirleme süreci, son derece subjektif ve dogmatiktir. Örneğin, eğitim kurumlarından alınan notların bir ön şart olarak alınması, duygusal bir tepki ile ifade edilecek olursa, ancak şu söylenebilir: bu, bilimin katledilmesidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumstyle.yetkinforum.com/
 
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET :: Genel konular :: Genel kültür :: Biyoloji-
Buraya geçin: