WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET


 
AnasayfaPorTaLGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 13
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 12:06 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 12
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 12:03 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 11
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:49 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 10
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:47 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 09
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:36 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 08
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:29 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 07
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:28 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 06
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:27 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 05
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeC.tesi Haz. 27 2009, 20:18 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 04
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimeC.tesi Haz. 27 2009, 20:15 tarafından yasakmc

Dost siteler
Kral Forumtr

 

 Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
RAPCASH
Admin
Admin
RAPCASH


Erkek
Mesaj Sayısı : 1139
Yaş : 32
Lakap : RApCash
Kayıt tarihi : 02/05/08

Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Empty
MesajKonu: Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4   Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4 Icon_minitimePtsi Haz. 09 2008, 12:03

NewYork’ta, Columbia üniversitesi Öğretim Üyelerinden Edward Said; İsrail sınırında İsrail’e doğru taş atarken görüntülenmiş ve fotoğrafın medyada yayınlanmasından sonra Columbia Üniversitesi Öğrenci Konseyi Edward Said’in üniversiteden kovulması için üniversite yönetimine karşı yoğun bir kampanya başlatmıştır. Bunun üzerine üniversite yönetimi protestolara cevap vererek, Edward Said’in akademik özgürlük sınırları içinde kaldığını; bu yüzden de işinden atılmasına gerek görülmediğini kamuoyuna açıklamıştır. Columbia üniversitesi bu kararına gerekçe olarak da, üniversite yönetmeliğinin 70. maddesini gösterir: “Akademik özgürlükten kasıt, bütün öğretim elemanlarının, sınıflarında konularını tartışırken özgür olmalarıdır; bu özgürlük, araştırma ve bu araştırmaların sonuçlarını yayımlama özgürlüğünü de içerir. Öğretim elamanları düşüncelerini ifade etmelerinden veya özel ya da kamusal alanda kurdukları ilişkilerden dolayı üniversite tarafından cezalandırılamaz; ancak akademik konumlarından kaynaklanan özel yükümlülükleri olduğunu da anımsamalıdırlar” (Radikal, 2002).

Edward Said olayından çıkarılması gereken ders şunlardır (Yapıcı, 2003):

-Edward Said birini hedef alarak taş atmamıştır, dolayısıyla davranışı sembolik bir protestodur. Bu davranış başkaları tarafından hoş karşılanmasa da, saygı duyulmalıdır.

-Öğrenciler bir eylem veya düşünceyi onaylamayabilir, demokratik bir hak olarak protesto edebilirler. Ancak bu protesto Edward Said’e kişisel zarar verecek (üniversiteden kovma!) bir sonuçla bitirilemez.

-Bu olayda asıl trajik olan Edward Said’in ifade özgürlüğünü ya da eleştirilerini kısıtlama çabasıdır. Bu çaba demokratik tepki sınırlarını aşmaktadır.

-Öğrenciler ve öğretim elemanları duygu, düşüncelerini ifade etmede, yayınlamada eşittirler.

-Akademik özgürlük felsefesine dayalı; Akademik düzenin temel yapısını tehdit etmeyen her görüş ifade edilebilir, yayınlanabilir.

-Üniversite yönetimleri; olgu ve olayları ele alırken, kişisel görüşlerini bir tarafa bırakarak, yasa ve yönetmelikleri, öğretim elemanlarının ve öğrencilerin lehine yorumlama çabası içinde olmalıdırlar.

Bilim insanı, Bruno olayında olduğu gibi bazen ölümü göze alarak skolastik düşünceleri yerle bir edecek kadar cesur olmak zorunda olmamalıdır. Ya da Said örneğinde olduğu gibi kurumsal özgürlüklerin güvencesi ile birlikte güç kazanmamalıdır. Bilim insanın özgürlüğü kendi etik değerlerinin belirlediği sınırlamalara bırakılmalıdır. Elbette ki buradaki bilim insanından kastedilen, bu çalışmanın kapsamındaki bilim insanıdır; varoluşunu payelere, üyeliklere, kurumlara bağlamış bilimcilerden bahsedilmemektedir.

Ama bazen, bilimsel özgürlüğü iyi hazmedememiş bilimciler, öyle şeyler yaparlar ki; şaşmamak mümkün olmaz. Francis Bacon (1561-1626) hem bir bilgin, hem bir eylem adamı hem de yetkin bir filozof olarak, dönemin kralının sadık bir danışmanıydı ve her türlü olanağa sahipti. Yazdığı önemli ve en ünlü makalelerinden biri “düşünsel dürüstlük” üzerineydi. Ama böyle bir metin kaleme alan bu ünlü filozof; rüşvet almak suçundan hapsedilmiştir (Bolles, 2000).

Bacon örneğindeki durum, bu çalışmada vurgulamaya çalıştığım temel ana fikri destekleyen tarihsel bir olgudur. Bilim insanı, sadece bilimsel düşünme yeterliliklerine sahip olmakla, bilim insanı olamaz. Bilim insanı bunun ötesinde, kişilik özellikleri ile de, kendisine karşı, insana karşı, topluma karşı, evrene karşı; (Kant’ın ifadesi ile söylemek gerekirse) “iyiyi istemelidir”, iyiye niyet etmelidir.

Bilim Ve Etik

Çağımızın en büyük sorunlarından birisi de, yaşamın her alanında uyulacak etik değerlere duyulan gereksinimdir. Sanattan politikaya, kültürden bilime, insandan, bir bütün olarak ulusa, bireysel düşünceden kamusal düşünceye kadar; etik, her zaman aranan ve umulan bir şey olmuştur. Etik değerlere sahip olmakla etik değerlerden yoksun olmak arasında net bir ayrım yapılamaması hem gereksinimin şiddetini artırmakta hem de standartlarının belirlenmesini güçleştirmektedir.

Etik, aynı toplumsal katman içinde bireyden bire, ulustan ulusa, kültürden kültüre, farklılıklar gösterebilmektedir. Bu farklılıkların ana kökenini bulabilmek her ne kadar çok zor olsa da, insanın doğumdan itibaren bir tek kendine has bir birey olması, benzersiz olması (bilişsel, duyuşsal ve fiziksel açıdan) bu farklılıkların başlangıcı olarak düşünülebilir.

Bütün insanlığı kapsayacak “genel geçer” etik değerler dizgesi oluşturmak bu açıdan oldukça zordur. Kant’a kadar, etik değerler dizgesi mutluluğa (hazza) ulaşma olarak betimlenirken, Kant, etik değerler dizgesini “iyiyi istemek” (iyiye niyet etmek) olarak betimlemiştir.

Bu kısımda, etik kelimesine yüklenen anlam da aksi belirtilmediği sürece “bireyin bilişsel ve duyuşsal kapasitesi bağlamında insanlık için iyiye niyet etmesi” olarak anlaşılmalıdır.


Bilim insanı farklılığın gerekliliğini düşünebilmelidir. Dünyada her şey ve herkes benzer olsaydı; bilim adı altında bir etkinlikten bahsedilebilir miydi? Ali, Veli gibi davransaydı; Ali ile Veli’yi karşılaştırmaya gerek kalır mıydı? Amerikanın eski sahibi “ulu Manitu”, Amerikanın yeni sahibi beyaz zorbalar gibi yaşamı ve evreni anlamlandırsaydı, yaşam tekdüze ve sıradan olmayacak mıydı? O zaman Antropoloji, Arkeoloji, Etnolojiden bahsedilebilir miydi? Bazen bilimciler, bindikleri dalı keserler ve yere düştüklerinde de “ beni kim itti?” diye sorarlar.

Bilim insanının bilimsellik ölçütü; öncelikle içsel bir ölçüt olan “içsel dürüstlüktür”, yani insan, kendi kendine karşı dürüst olmalıdır. Yaptığı bir bilimsel etkinlikte, etik değerlere uygun davranıp davranmadığını belirleyen şey, içsel dürüstlüktür. İçsel dürüstlük başkası tarafından tam olarak ölçülemez ve betimlenemez. Bilim insanı, ürettiği bilimsel etkinliğin niçin ve nasıl bir gelişim seyri olduğunu kendine anlatabiliyorsa; herkese de anlatabilir. İnsanın kendisine savunma mekanizmalarına başvurmadan anlattığı (açıkladığı) bir şey başkasına da açıklanabilir. Açıklamanın anlaşılır olup olmadığı dinleyenin niyetine bağlıdır. Başkası anlayıncaya kadar anlatmak (açıklamak) da, içsel dürüstlüğün bir parçasıdır. Hatta bu bazen yüzyıllar alsa da bekleyebilmek gerekir.

Bilimsellik; bilim insanının yaşam biçimidir. Yaşadığı bir an değildir. Bilim insanı belirli saatlerle sınırlandırılmış olarak, bilimselliği yaşıyorsa; bilimci rolü oynuyor demektir. Ve bazen rolünü o kadar inanarak oynar ki, bir çok insan buna kanabilir. Bilim insanı içsel dürüstlüğün denetiminde; kanıtlanabilir olanı, yanlışlanabilirliğini ön görerek savunur ve açıklar. Bunun için de yaşamının her anı, iç tutarlılıkla bilim insanı olmanın sorumluluğu ile biçimlenmiştir.

Abraham Moles (1993), bilimi, insan zihnine sunulan düzenli biçimlerin bilgisi olarak tanımlarken ironik bir yaklaşım sergilemektedir. Ona göre, bilim kesinliği kanıtlandığı için üzerinde uzlaşılmış bilimlerle sınırlanamaz. Kesin (?) bilimlerin yanı sıra, kesin olmayanın, belirsizin, muğlak olanın, zayıf korelasyonların bilimleri de vardır. Belki buna şunu da eklemek gerekir; bilim, sadece kesinliği parlak kağıtlarla kanıtlanmış insanların uğraş alanı değildir. Bazen, parlak kağıtlara sahip olmayan bazı insanlar da bilime katkı yapabilirler. Yani “kesin bilim insanlarının” yanında “kesinliği kanıtlanmamış bilim insanları” da olabilir. Bu düşüncenin gerçekleşip gerçekleşmediği önemli değildir. Önemli olan bu düşüncenin varlığı ve bunun dilin olanakları ile ifade edilebilmesidir.

Moles; (bir diğer açıdan da) bilim ironisinde haklı gibi gözükmektedir. Bu biraz da, bilimcilerin neyi ne kadar düşünebildikleri ile ilgili olarak düşünülmelidir. Bilimcilerin büyük bir çoğunluğunun, herhangi bir belirli zamanda, egemen yaygın görüşü hiç de yıkmaya çalışmadıkları, tam tersine onun içinde iş görmekten mutlu oldukları görülmektedir (Magee, 1990). Yani korunaklı kurumlarına ve yumuşak ve sıcak koltuklarını sırtlarını dayayıp, her gün yeni bir evren yaratıp yıkabilmektedirler. Bizim ülkemiz de bunun tipik örneği, eğitim sistemimiz üzerindeki oynamalardır. Uzun vadeli (kimine göre 20 yıl kimine göre daha uzun süren) bir yatırım olmasına rağmen, 3-4 yıl da bir sistem değişikliğine gidilerek (siyasi otoritenin denetimi altındaki bilimciler eliyle), eğitim sistemi bir kaos ortamına sürüklenebilmektedir. Kredili sistem uygulamasını başlatıp bir süre sonra da olmadı diyerek sona erdirenler, şimdi neredeler; herhalde yeni bir model kuruyorlardır, yıkabilmek için…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumstyle.yetkinforum.com/
 
Bilim ve Bilim İnsanının Nitelikleri 4
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET :: Genel konular :: Genel kültür :: Biyoloji-
Buraya geçin: