WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET


 
AnasayfaPorTaLGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 13
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 12:06 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 12
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 12:03 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 11
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:49 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 10
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:47 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 09
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:36 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 08
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:29 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 07
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:28 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 06
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeSalı Haz. 30 2009, 11:27 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 05
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeC.tesi Haz. 27 2009, 20:18 tarafından yasakmc

» kurtlar Vadisi Pusu Bölüm 04
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimeC.tesi Haz. 27 2009, 20:15 tarafından yasakmc

Dost siteler
Kral Forumtr

 

 Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
lincoln54
Admin
Admin
avatar


Erkek
Mesaj Sayısı : 54
Yaş : 31
Nerden : hendek
İş/Hobiler : site oyun
Lakap : falan fark yapmaz en son 54
Tuttugunuz Takım: : Galatasaray
Kayıt tarihi : 12/04/08

Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Empty
MesajKonu: Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı   Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı Icon_minitimePerş. Ekim 30 2008, 20:39

Martin Luther’le başlayan Hıristiyanlıktaki yeni anlayış ve arayışlar günümüzde son derece yaygın bir şekilde Hıristiyan geleneğini yargılamakta, yeni anlayış ve arayışlar sürmektedir.

Bu gün günümüzde, orta çağ pagan, felsefik, mitolojik masalların etkisinden ve çeşitli kurumların baskısından kurtulan insanlık, Hıristiyanlığın temellerindeki asıl iman gerçeklerini fark etmeye başlamış görünmektedir.

İlk reform hareketlerinde bir ölçüde hür düşünceli ilahiyatçılar belli ölçülerde bu kapıyı araladılar. Yine bir orta çağ olan o yıllarda, Luther, Calvin, zwingli gibi rahiplerin, bu günkü araştırmacılar kadar hür ve cesur olması beklenemezdi. Engizisyon baskısı son hızı ile sürmekteydi; “Buna rağmen, meşhur Engizisyon, özellikle Catharlar’ı yok etmek için Literalist Kilise tarafından oluşturulmuştu.

Protestanlara karşı yapılan haçlı seferlerinin sonucunda,1618–1648 yılları arasında otuz yıl süren din savaşlarında Avrupa’nın üçte biri yok olmuştur. Sadece 20 milyon Alman hayatını kaybetti.

Bu hareketler ancak Papanın otoritesini, yanlış uygulamalarını ve kiliselerdeki putperest uygulama olan Hz. Meryem’e, resim ve heykele tapmayı durdurabildi.

Aslında Nasranîlik etkisinde ki doğu Hıristiyanları, İstanbul patriği Nestorius önderliğinde gelişen Diofizitçi-Nasturilik hareketi (Hz. İsa’nın dili olan Aramice konuşan Süryani topluluk), dinin aslını korumaya çalışan ilk gerçek Protestanlıktı. Ama bir farkla Nasranîlik etkisindeki Nasturilik, Hz. İsa’nın ilk öğretilerini, sapmaların olduğu günlerde korumaya çalışmış.

Protestanlık ise saptırılmış olan öğretileri çok sonraları aslına döndürmeye çalışmıştır. Nasturilik Katolik Kiliseyi daha başından kabul etmemişti. Resim, heykel ve ikonalara tapmayı ve Hz. Meryem’i Tanrı’nın anası olduğunu reddederler.

Batı reformcularının henüz hala göremedikleri Hz. İsa’nın Tanrılığının yanında, hiç olmazsa İnsan yönünün de olduğunu vurgulamışlardır ve İncillerde Tanrıya tapmanın ne olduğunu bunlarda görebiliriz. Çünkü tapmanın aslı olan 3 vakit namazda kılarlar. Hem de aynen İslam’da olduğu gibi.82

Aslında Batı’da 1600’lü yıllarda Martin Luther’in önderliğindeki Protestan hareket, sadece Katolikliğin içinde ve Batı’da yenidir. Doğu’da ise bu yeni bir şey değildi ve daha ilk yıllardan beri Antakyalı Nestorius önderliğinde Katolik sapmalara Nasturilik Kilisesi-topluluğu karşı çıkarak ayrı bir mezhep oluşturmuştular.

İşte NASTURİLİK, 325 YILINDA İZNİK KONSİLİNDE TASVİYE EDİLEN ARİUSCULUĞA BENZER BİR AKIMDIR. ARİUSCULUK İSE GÖRÜŞLERİNİ MEVCUT İNCİLLERDEN ALIR, YANİ PAVLUSUN GÖRÜŞLERİNDEN ALIR. ARİUSÇULUĞA GÖRE HZ. İSA TAM BİR TANRI DEĞİLDİR. TANRI’DAN AŞAĞI KONUMDA VE YARATILMIŞ BİR VARLIKTI. BİR ÇOK YANLIŞ ANLAYIŞIN TEMELİNDE PAVLUS OLMASINA RAĞMEN, PAVLUS’TA TESLİS ANLAYIŞI YOKTUR. YANİ OĞUL BABAYA EŞİT DEĞİLDİR.

27 Çünkü, “Tanrı her şeyi Mesih’in ayakları altına sererek O’na bağımlı kıldı.” “Her şey O’na bağımlı kılındı” sözünün, her şeyi Mesih’e bağımlı kılan TANRI’YI İÇERMEDİĞİ açıktır.

28 Her şey Oğul’a bağımlı kılınınca, Oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan TANRI’YA BAĞIMLI olacaktır. Öyle ki, Tanrı her şeyde her şey olsun.” (1.Korintliler-15)


Engizisyon, bu işi vahşi bir zevkle yaparak erkekleri, kadınları ve çocukları canlı canlı yakmıştır.

1139’dan itibaren Roma Kilisesi heretikleri (sapkınları) mahkûm etmek için konsiller toplamaya başlamıştır. Papa III. İnnocent, ‘Kilise dogmasıyla çelişen kişisel bir Tanrı görüşü yorumlamaya kalkışan herkesin acımadan yakılması gerektiğini’ bildirmiştir.”81 1481-1808 yılları arasında Katolik engizisyon mahkemelerinde 34024 kişi yakılarak ölüm cezasına çarptırılmıştır.

PAVLUS İNCİLDEKİ MEKTUPLARINDA, BABA’YI (TANRI’YI), AÇIKÇA İSA MESİH’İN TANRI’SI İLAN EDER (Efesliler-1:17,2.Korintliler-1:3). HZ. İSA’DA, TANRININ KENDİNDEN ÜSTÜN OLDUĞUNU DA ZATEN AÇIKÇA BELİRTİR.


“28 Size, ‘Gidiyorum, ama yanınıza döneceğim’ dediğimi işittiniz. Beni sevseydiniz, Baba’ya gideceğim için sevinirdiniz. Çünkü Baba benden üstündür.”(Yuhanna-14)



Gerçek bu derece açık olduğu halde M.S.325 yılında İznik konsilinde, aslında pagan inançlarından tam kurtulamamış Bizans İmparatoru Costantin’in, birazda ülkesindeki paganizm taraftarlarıyla Hıristiyanlığı bir araya getirme gayretleri sonucunda hz. İsa Tanrılaştırılıp teslis inancına sapılmıştır.

Aslında Protestanlık, Nasturiliğin doğruluğunun Batı’da onaylanmasıdır ve bir çok konuda İncilin aslına dönüştür. Ama yalnız Batı’da yapılan her şey büyütülüp meşhur edildiğinden, Nasturilik akımına gereken önem verilmemiş, yıllar sonra Batı’nın bu gerçeği ancak anladığını tespit etmiş olalım. Ancak daha Nasturilik seviyesine ulaşamamıştır. Nasturilik hiç olmazsa Hz. İsa’ın bağımsız bir insani bir yönünün olduğunu vurgular. Tabi bu görüşünü de Pavlus’tan alır;

“5-6 Çünkü tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.” (Timeteos-2)

Martin Luther’in bu gerçeği görmediğini sanmıyoruz. Çünkü diğer bazı Protestan gruplar bu gerçeği açıkça vurgular. Fakat her şeyi değiştirmek o yıllarda kolay değil. Bu yolda binlerce kişi canından olmuş. Kilise resmi konsillerle Hıristiyanlık adına, İncil’le bağdaşmayan bir sürü pagan-putperest anlayışı bu dine katıyordu. Ama baskılarla belli dönemlerde susturulsalar da gerçek İncillere bağlı samimi dindarlar, kilisenin bu öğretilerine karşı mücadelelerini çeşitli isimler altında sürdürerek, Batı’da 1600 yıllarındaki Protestan başkaldırıya zemin hazırladılar.

Kilise baskısıyla yıllarca sindirilmiş bu insanlar, Anadolu’dan İrlanda’ya kadar her yerde varlığını sürdürdüler. Balkanlarda, Bulgaristan’dan Bosna’ya kadar Bogomiller (Tanrıyı sevenler), 1100 yıllarından 1500 yıllarına kadar papanın her türlü haçlı seferlerine dayanabildiler ve en sonunda 1463 yılında bir kısmı (Bosna-Hersek) Osmanlı idaresine kendi istekleriyle katıldılar.83

Ayni şekilde Güney Fransa ve İspanya’da yine Kathar’lar (Arınmışlar) ve Alplerin derin vadilerinde korunan Vodua’lar varlıklarını koruyarak, Protestan başkaldırısına kadar her türlü Engzisyon işkenceleri ile mücadele ettiler. Bogomillerin öderi Vasil, Katharların önderi Pierre de Bruys diri diri yakıldılar.84

Gerçi her biri tam Nasranî çizgisini koruyamamasına rağmen, doğuda Nasturiler, batıda bunlar resmi Katolik anlayışa karşı direnen gruplardır. Böylece orta çağın karanlıklarından, aydınlanmanın başlangıcı olan reform çağına kadar, bu mücadele kesintisiz sürmüştür. Sonunda beklenen büyük Protestan sorgulama sonucunda papalığın din anlayışı büyük ölçüde aslına döndürüldü.

Bilinen meşhur reformist din adamları İncillere daha yakın bir din anlayışı geliştirdiler. Ancak bu bilinen ana Protestan hareketleri Tanrı anlayışında Havariler Hareketine (Nasrani anlayışına) yaklaşamadılar. Gerçi reformcular Luther, Calvin ve Zwingli’den ibaret değildir.

Bu ara Tanrı’yı üçlemeye karşı çıkanlarda oldu. Hem de Papalığın merkezinde İtalya’da. Bu anlayışı 1550’li yıllarda başlatan Lelio ve Fausto Socianus’ların soy isimlerinden dolayı bu hareket ‘Sosyanizm olarak anılmıştır.

The Catholic Encyclopedia bu akımı şöyle tanımlamaktadır; “Sosyanistlere göre, üçleme diye bir şey yoktu. Hz. İsa Rab ile ya da Kutsal Ruh’la aynı özden (dolayısıyla Tanrı) değildi.” Üçlemeyi reddeden Socianus, Allah’ın zatı’nın bir olduğunu, üç tane varlıktan söz etmenin akıl dışı olacağını savunuyordu. Tabi bunları 1600’lü yıllarda söylemek zor işti ve okulları kapatılıp birçoğu diri diri yakıldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.batman54.tr.gg
 
Günümüzde Tek Tanrı Anlayışı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
WwW.FoRumSTylE.TuRKpr0foRuM.NET :: Din üzerine :: Dini Yazılar :: kuran tarih-
Buraya geçin: